EMO Danıştaya Başvurdu
Haber
02 Ocak 2014 - Perşembe 09:46 Bu haber 2321 kez okundu
 
EMO Danıştaya Başvurdu
- Haberi
EMO Danıştaya Başvurdu

Enerjimagazin-Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), 11 odanın idari ve mali denetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararnamesi’ne karşı dava açtı. Elektrik Mühendisleri Odası, 11 odanın idari ve mali denetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararına karşı iptal ve yürütmeyi durdurma istemli dava açtı. Davada karara dayanak oluşturan düzenlemelerin de Anayasa`ya aykırılığına dikkat çekilerek, Anayasa Mahkemesi`ne iptal talebiyle gönderilmesi istendi. Danıştay’a yapılan başvuruda, 17 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı’ndaki "Elektrik Mühendisleri Odası" ibaresinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talep edildi. Ayrıca karara dayanak oluşturan, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’na halen yasalaşmamış bir kanun hükmünde kararname (KHK) ile eklenen düzenlemelerin de Anayasa`ya aykırılık gerekçesiyle iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi`ne götürülmesi istendi.
EMO tarafından Danıştay`a 30 Aralık 2013 açılan davada, TMMOB ve EMO’nun hukuki mevzuattaki yeri anlatılırken, "Diğer meslek kuruluşlarının kuruluş yasaları günümüze adapte edilerek olumlu hükümler eklenmesine karşın, TMMOB üzerindeki 1980 darbe hukuku varlığını sürdürmektedir" bilgisi verildi. Dilekçede, söz konusu KHK ile yapılan düzenlemenin Anayasa`ya aykırılığı ortaya konulurken, düzenlemede "idari ve mali denetimin ne şekilde yapılacağının gösterilmediği" ve bu durumun Anayasa’nın meslek kuruluşlarının idari ve mali denetimine ilişkin kuralların kanunla düzenleneceğine ilişkin hükmüne de aykırılığının "tartışmasız" olduğu vurgulandı. Yasama Yetkisi Devredildi
Anayasa`da yasayla düzenleme yapılması öngörülmüş olmasına rağmen hala yasalaşmamış bir KHK ile yapılmış düzenlemeye dayanılması da, yasamanın yetkisi olan denetimi kimin yapacağına ilişkin düzenlemenin Bakanlar Kurulu’na bırakılması da yasama yetkisinin yürütmeye devri olarak değerlendirildi. Ayrıca "EK-4. Madde`nin 3. ve 4.  fıkralarının idari denetimi ve uyulmaması halinde yaptırımı düzenlediği ileri sürülecek olunursa bu maddenin de Anayasa‘da öngörülen idari ve mali denetimin usul ve kurallarının gösterilmemesi, denetim kapsamının ve sınırlarının belirlenmemesi nedeniyle Anayasa‘ya aykırı olduğu açıktır" saptaması yapıldı. KHK Eklemelerinin Anayasa`ya Aykırılığı
Dilekçede, Ek 4. Madde düzenlemesindeki ilgili bakanlıkların karar ve işlemler hakkındaki tasarruflara oda organlarının uyma zorunluluğuna ilişkin hüküm ise belirsizliği nedeniyle eleştirilirken, ilgili bakanlıkların her türlü işlem ve kararlarına odaların uymak zorunda bırakılması ise "hiyerarşik bir denetim" olarak değerlendirildi. Dilekçede bu duruma yönelik "Bu zorunluluk, hiyerarşik ilişkiyi zorunlu kılar ki, bu da meslek odalarının varlık nedenine aykırıdır" itirazı gündeme getirilirken, düzenlemenin kendi içinde de uyumsuzluğu olduğu ortaya konuldu. Bu düzenlemeye göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın 11 oda dışında 13 odanın yöneticilerinin de görevden alınmasını talep etme yetkisine sahip kılındığına dikkat çekilen dilekçede, "Anlatılmak istenen şudur; yasa kendi içinde çelişkili ve eklektiktir. Siyasi faaliyet yasağı için konulmuş olan bu ek maddeler idari ve mali denetim için kullanılamaz ve kullanılır ise, Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere bu idari özerkliğe müdahale anlamını taşır" denildi. 30 Yıllık Hükümden Düşmüş Madde Uygulanıyor
EMO`nun dava dilekçesinde, 1982 Anayasası`nın 135. Maddesi`nin daha yasakçı bir düzenlemeye sahipken 1995 yılında yapılan değişiklik ile siyaset yasağının kaldırıldığı ve bu değişikliğin de Avrupa Birliği`ne olumlu bir örnek olarak sunulduğu anımsatıldı. "30 yıl boyunca hiç uygulanmamış ve bu nedenle hükümden düşmüş olan maddelerin bugün Bakanlar Kurulu kararına konu edilmesi hem hukuk karşısında hem de demokrasi açısından sorunludur" saptaması yapılan dilekçede, şöyle devam edildi: "…Ek-3 ve Ek-4. maddeler merkezi yönetimin kamu kurumu niteliğindeki hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşlarının üzerindeki Anayasal denetim kurallarını aşan bir biçimde hiyerarşik denetimi öngörmektedir. Bu işlem, hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşu olan meslek örgütünün işlem tesis etmesini daha baştan engellemektedir. Çünkü Yasa ilgili bakanlıkların yetki sınırlarını çizen bir kurala sahip değildir. Bakanlıkların yasada yetki sınırları çizilmeden bir denetim yapmaları hukuka açıkça aykırı olacaktır. Gerek öğretide gerekse yargı kararlarında merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki denetimin sınırlarının kanunla konulması gerektiğinin ve kanunla konulsa dahi idari özerkliğe müdahale anlamını taşıyamayacağının altı çizilmektedir." Hiyerarşik Denetim Anayasa`ya Aykırı
Anayasa‘da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerindeki "idari ve mali denetim" için vesayet denetimi kavramı bile kullanılmadığı; doktrin ve içtihatta da özerkliğin asıl, vesayet denetiminin istisna olduğu kabul edildiği ayrıntılı bir şekilde ortaya konuldu. Ek 3 Maddesi`nde yetki sınırı belirsizken, Ek 4 Madde`de ise ast-üst ilişkisinin ötesinde bir denetim dayatıldığı kaydedilen dilekçede, "Ek-4. maddede işlemin kurucu unsuru olması gereken meslek örgütünün iradesi değil, bakanlığın iradesi işlemin kurucu unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, madde bu haliyle hiyerarşik denetimi de aşan bir ilişki öngörmektedir" bilgisi verildi. Anayasa Mahkemesi kararıyla "merkezi idarenin meslek kuruluşunun yerine geçerek işlem tesis edemeyeceği, merkezi idarenin denetiminin vesayet denetimini aşar şekilde kullanamayacağı"nın hüküm altına alındığı ortaya konuldu. Dilekçede, "Sonuç olarak Odalar, Birliğin idari işlemi ile kurulan, kendi organları olan, Birliğin gözetimi altında, tüm ilişkileri yasayla belirlenmiş kurumlardır" saptaması yapılırken, uzmanlık alanlarının ayrışması ve farklılaşmasına paralel olarak kanunla değil Birlik Genel Kurulu aracılığıyla odaların kurulduğuna dikkat çekildi. Dilekçede, bu konuya ilişkin itiraz da şöyle dile getirildi: "Dava konusu karara dayanak yapılan Ek-3. madde ‘ihtisas alanlarına göre Odalar üzerinde ilgili bakanlıklarca` ibaresi, sonu gelmez bir paylaşımı beraberinde getirecektir. Mimarlık ve mühendislik alanları bilimsel alanlar olup, merkezi idareyi temsil eden bakanlıklar ise siyasal organlardır. 92 disiplin alanına 26 bakanlığın müdahalesi mühendislik ve mimarlık alanında kaos yaratacaktır. Birden fazla siyasal gücün mühendislik ve mimarlık alanına idari işlem ve tasarruflarla müdahalesi, idari özerklik bir yana ihtisas kollarının faaliyet alanlarını kaotik bir sürece sokacaktır. ‘ilgili bakanlık` sorunlu bir ibare olup, bilimsel ve hukuken yapılmış bir tartışma sonucu kanunla ilişkilendirilmiş bir bakanlık olmayıp, siyasal iktidarın atamamış olduğu siyasal organ olacaktır." TMMOB ve bağlı odalarının demokratik işleyiş süreçleri ve yargı önünde hesap verme süreçlerinin de anımsatıldığı dilekçede, söz konusu KHK ile getirilen ek madde düzenlemelerinin Anayasa`ya aykırılık gerekçeleri şöyle sıralandı: "Anayasa`nın hukuk devleti ilkesini düzenleyen 2. Maddesi`ne, hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasa‘dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağına ilişkin 6. Maddesi`ne; yürütme yetkisinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağına ve yerine getirileceğine ilişkin 8. Maddesi`ne; Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğuna ve kanunların Anayasa‘ya aykırı olamayacağına ilişkin 11. Maddesi`ne; yetki kanunları ve bunlara dayanan KHK`lerin, TBMM komisyonları ve Genel Kurulu`nda öncelikle ve ivedilikle görüşüleceğine ilişkin 91. Maddesi`ne; meslek kuruluşları üzerinde devletin idari ve mali denetimine ilişkin kuralların kanunla düzenleneceğine ilişkin 135. Maddesi’ne aykırıdır." Bu haberin tüm hakları www.enerjimagazin.com'a aittir.
Aktif Link verilerek veya açık kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Kaynak: Editör:
Etiketler: EMO, Danıştaya, Başvurdu,
Yorumlar
Haber Yazılımı