Türkiye’deki potansiyeli yüksek, enerji sektöründe önemli bir paya sahip olabilecek kaynakları ve üretim teknolojilerini gözeterek güncel bilgilerin paylaşıldığı, mevcut problemlerin enine boyuna tartışıldığı ve gelecek için yol haritalarının önerildiği programlar hazırlayan TÜBA Enerji Çalışma Grubu Çalıştay kapsamında; biyokütle enerji sektörünün gelişimine ve kalkınmasına katkı sağlayabilecek politika yapıcılar, kamu, üniversite ve sanayi paydaşlarını bir araya getiriyor. 

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker “Covid - 19 pandemisi temiz enerji kullanma zorunluluğunu artıran önemli bir etken”
Çalıştay’ın paydaşlar arasında biyokütle enerjisi ile ilgili yeni nesil bilgilerin paylaşımı, iş birliklerin geliştirilmesi, sektörel sorunların çözüm imkânlarının araştırılması gibi önemli amaçlara katkı sağlaması bakımından son derece önemli olduğunu vurgulayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker Türkiye’nin enerji üretiminde biyokütle enerjisinin payının artırılması için gerekli etkin ve uygulanabilir politikaların ortaya konulması hedeflendiğini, program sonucunda, bir sonuç değerlendirme raporunun hazırlanarak yetkililere ve politika yapıcılara sunulacağını söyledi. Ayrıca TÜBA Enerji Çalışma Grubu Başkanı TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dinçer ve üyelere, emeği geçen herkese içten teşekkürlerimi sunuyorum dedi.

Son yıllarda küresel ısınmanın artması, iklim değişikliğinin ciddi şekilde kendini hissettirmesi ve çevre kirliliğinin yarattığı olumsuzluklar, yenilenebilir enerji kaynaklarının ve temiz enerji teknolojilerinin kullanılmasını zorunlu hale getirdiğini belirten TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker diğer yandan Covid 19 pandemisinin de temiz enerji kullanma zorunluluğunu artıran önemli bir etken olduğunun altını çizdi.

Prof. Şeker şu şekilde devam etti: “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hidroelektrik, rüzgar, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynakları önem kazanmaya başladı. Türkiye de, yenilenebilir enerji temelli elektrik üretim kurulu gücü toplam elektrik üretim kurulu gücün 50’sini geçerek 50 bin MW aştı. Mesela hidroelektrik üzerinden örnek verecek olursak şunları söyleyebiliriz. Biyokütle enerjisi ülkemizde bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarının arasında önemli bir potansiyele sahip ve biyokütleye dayalı enerji üretimi son yıllarda artış gösteriyor; biyokütle enerjisinin daha verimli ve etkin olarak değerlendirilmesi için basit, kabul edilebilir, uygulanabilir ve etkin çözümler sunabilir politika ve stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor. Örneğin biyokütleyi yakıt formuna dönüştürüp kullanmak son derece önemli. Dolayısıyla, ülkemiz biyokütle enerji politikalarının temeli, biyokütleden alternatif yakıt üretimi odağında şekillendirilmeli. Biyokütle enerjisinden tam verimle faydalanabilmek için ülkemizde bulunan güneş, rüzgar, hidroelektrik gibi kaynaklarda olduğu gibi etkin ve pratik politikalar oluşturmaya ihtiyacımız var. Biyokütle kaynaklarından elde edilen elektriğin enerji nakil hatlarına katılarak kullanılabilmesi için teşviklerin ve bu alandaki özel sektör yatırım sermayelerine devlet desteğinin artırılması gerekiyor. Bunun yanında biyokütle kaynaklarından üretilen biyodizel gibi yakıtların piyasaya girişinin kolaylaşması için pazarlama altyapısının geliştirilmesi de gerekiyor. Biyokütle enerjisinin temiz bir enerji kaynağı olması, karbon sıfır ayak izine sahip olması, bol bulunması, ozon tabakasına zararlı ve asit yağmurlarına neden olan çeşitli gazlara neden olmaması ve sürdürülebilir olması en önemli avantajları arasında yer almaktadır. Biyokütle enerjisinin kullanımın artması ile diğer yenilenebilir kaynaklarda olduğu gibi ülkemizin enerjide dışa bağımlılığı azaltılarak genellikle teoride “atık” olarak görülen bu kaynakların milli ekonomiye kazandırılması ülkemiz adına çok önemli bir değer olacaktır. Türkiye’nin biyokütle enerji politikalarının oluşturulması ulusal ve uluslararası anlamda ülkemizin biyokütle enerjisi geleceğini olumlu yönde etkileyecektir. Gerekli kanuni düzenlemeler, altyapı yatırımlarını ve teknoloji geliştirmeleri ile biyokütle enerjisi yakın gelecekte Türkiye’nin iç enerji pazarında daha etkin bir yere sahip olacaktır." dedi.