Enerjimagazin-Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Tunçbilek beldesindeki Park Teknik Elektrik Madencilik şirketinde çalışan 200'e yakın işçi, Maden iş Sendikası Batı Anadolu Şubesi ile Park Teknik arasındakitoplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine greve çıktı. 
işçiler, Türkiye Maden iş Sendikası'nın 'Bu iş yerinde grev vardır' yazılı pankartını Park Teknik Elektrik Madencilik şirketinin girişine astı. Tesislerde üretim dururken, işçiler firma bahçesinde grev yapıyor.
işveren ile bağlı oldukları sendika arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması nedeniyle greve  çıktıklarını belirten işçiler şöyle konuştu: 'Biz kimseye zarara uğratmak istemiyoruz. Bizim amacımız hakkımız olanı almak. Bugün burada yaklaşık 10 yıl çalışan arkadaşlar var ve ilk grev kararımız bu. Bizler insanca yaşamak istiyoruz, öldükten sonra madenci şehidi diye anılmak istemiyoruz. Net ele geçen en iyi para 1300 Lira. Bununla yaşamak mümkün mü' Yetkililer ellerini cüzdanlarına değil vicdanlarına koysun. Ocak ayından bu yana maaş artışı bekliyoruz. Bin Lira altında çalışan çok arkadaşımız var. Yer üstünde temiz havada çalışan bu parayı alıyor. Biz yer altında suni hava ile bu parayı alıyoruz. 
Hükümet diyor ki madencinin kaderinde bu, biz de biliyoruz kaderde olduğunu. Bu can bu bedenden çıkacaksa buna değmeli. Türkiye'de en az maaş alan işçi Kütahya bölgesinde. Kimse de unutmasın ki oradan çıkan kömür bedava değil, bedelini 301 kişi ile Soma ödemiştir. Ölmeden önce saygı görmek istiyoruz, öldükten sonra değil. 'Yapılan konuşmaların ardından grevci işçiler 'işçiyiz haklıyız hakkımızı alırız' ve 'Dik dur eğilme hakkını yedirme' şeklinde slogan attı. işçilerin başlattıkları greve ilişkin açıklama yapan Maden iş Sendikası Batı Anadolu Şube Başkanı Yusuf Yaman, konuşmasında şunları kaydetti: “2 yıldan 2 yıla süre gelen bir sözleşmemiz söz konusu. Biz sözleşmemizde arkadaşlarımızın isteği doğrultusunda işverenle masaya oturduk. Fakat maalesef ki bir anlaşmaya, uzlaşmaya varamadık. Anlaşma olmadığı zaman biz bize verilen kanuni haklar doğrultusunda greve gittik.
Yeraltı işçilerinin daha önceki mağduriyetlerini biliyoruz. Biz işverenden, işçilerin lüks içinde değil, hayatlarını normal standartlarda yaşayabilmeleri için belirlenmiş bir ücret istedik. Ama maalesef bu isteğimiz dikkate alınmadı. Bu durumu işçi arkadaşlara ilettiğimizde onlar da biz grevi tercih ediyoruz dediler ve grevi başlatmış olduk.
Yeraltı işçisinin çileli bir işkolu olduğunu biliyoruz. Somadaki şehitlerimizin acısını daha unutamadık. Zor şartlarda yaşadıklarını ve geçim sıkıntısı çektikleri malum. Torba yasa ile; yeraltında çalışan işçi, en az asgari ücretin 2 katı maaş alır düzenlemesi getiriliyor. Ancak önceki maaş ile bu düzenleme sonrası oluşacak maaşın farkını devlet mi, işveren mi ödeyecek netleşmedi. Haliyle biz çok bir ücret istemiyoruz. Çünkü bu düzenleme ile en düşük yeraltı işçimizin 1900 ile 2000 lira maaş alacağı aşikardır.
Tabi biz burada şirketi düşünmüyor da değiliz. işyerimizi de en iyi şekilde korumaya çalışacağız. Ancak bu işyerimizden de işçilere düşük ücret değil, en azından talep edilen ücreti vermesini bekliyoruz.
Grevin ne kadar süreceği belli olmaz. Bize; yarın veya 1 hafta sonra belki 1 ay sonra teklifle gelirler. Bizler tekliflere açığız. Buradaki arkadaşların toplu olarak grev kararı alması bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir.
Grev hususunda asla yasal çerçeve dışına çıkmıyoruz, çıkmayacağız. Haksızken haklı duruma düşmeyelim. işçilerimiz, sendikanın yasal yönlendirmeleri haricinde asla herhangi bir fiili mukavemette bulunmamalıdırlar. Elimizde yasal haklar var, onları kullanacağız. Zaten şu an işverene en büyük darbeyi vurduk. En büyük darbe nedir, tabiki üretimi durdurmaktır. Artık bunun daha ilerisi yoktur.
Buradaki insanların aldığı paralar anasının ak sütü gibi helaldir. Bu iş yöremizin bir sorunudur. inşallah sendikamızın da gayretleriyle bu iş olumlu şekilde sonuçlanacaktır.”