Elektrik Piyasası Kanunu Anayasa Mahkemesine Gidiyor
“Elektrik enerjisinin nakli sırasında meydana gelecek kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşüncesiyle bağdaşmamaktadır.” Yani diyor, siz, başkalarının çaldığı elektriğin faturasını bir başka vatandaştan alırsanız bu hukuk devleti ve adalet düşüncesiyle bağdaşmaz.
Bu hâl, eğer siz bu parayı bunlardan alırsanız parasını her halükârda tahsil eden davacı kurumun yani nasıl olsa ben bu parayı alacağım diyor. Çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olacaktır. Bir başka deyişle, davacı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacaktır diyor. Nasıl olsa paramı alıyorum, kayıp kaçak istediği kadar olsun diyor. Ben bu parayı aldıktan sonra ayrıca bir yatırım yapmaya ve bunu önlemeye ihtiyacım yok diyor. Bu, bu yolu açacaktır diyor.
Davacı elektriği hırsızlanmak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip için gerekli girişimlerde bulunmayacaktır diyor. Nasıl olsa parayı alıyorum, kaçak kullanan kaçak kullansın. Oysa elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip bedelini ondan tahsil etme görevi bizzat enerjinin sahibi bulunan davacıya aittir, parayı ondan alacaksın, o önleyecek diyor. Sen devlet olarak onun hakkını ne savunuyorsun diyor. Sen elektriğini kullanan, zamanında faturasını ödeyen vatandaşın hakkını koruyacaksın.
Tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedelinin hangi miktar olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve aynı hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi onun en tabi hakkıdır yani şeffaflık hukuk devletinin vazgeçilmez unsurudur diyor. Şimdi, bütün bunlara rağmen kanunu çıkardılar. Ben de söz verdim, bütün elektrik kullanan vatandaşlarıma: Biz bu kanunu Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Vatandaşın hakkını korumak yine bize nasip olacak, biz bunu yapacağız.” Kanununu Yandaşları Korumak için Çıkardılar
“Diyeceksiniz ki ya, niye ısrar ediyorlar, illa bu kanun çıksın, çıksın diye. Yandaşları korumak için. Bakın size Abdullah Tivnikli ile ibrahim Kalın arasındaki görüşmeyi, görüşme tutanaklarından bir bölümü okuyacağım. Bu telefon görüşmeleri mahkeme kararıyla tespit edilen görüşmelerdir. ibrahim Kalın konuşuyor,” kaçaklar meselesi var ya…” oradaki elektrik kaçağından bahsediyor. Abdullah Tivnikli – “Evet” ibrahim Kalın “Kaçak elektrik Ağustos 2014’e kadar aynı uygulamanın devamı konusunda talimat verdi Başbakana” Yani kayıp kaçak bedelini götüreceksiniz Abdullah Tivnikli’nin şirketine ödeyeceksiniz, vatandaşı bir şekliyle cezalandıracaksınız, onlardan alacaksınız bu parayı.
ibrahim Kalın devam ediyor, tabii dönemin Başbakanı da Erdoğan. “Kendisi tamam” dedi yani Başbakan tamam dedi. “Haklı olarak dedi ki oradaki dağıtımı yapan şirket ne yapsın, nasıl karşılayacak bunu?” Şirketi koruyor. “Tabii, dedi ki ödememiz lazım” Parayı şirkete ödememiz lazım. 60-70’deki bir kaçakla nasıl baş edecekler?” Koskoca Türkiye Cumhuriyetisin, kaçakla baş edemiyorsun, namuslu vatandaşın cebine elini atıyorsun, oradan aldığın parayı götürüyorsun kaçakçıya ödüyorsun. Bu kabul edilecek şey mi? Peki, ibrahim Kalın niye bunu böyle savunuyor özellikle haber veriyor? Çünkü ibrahim Kalın’ın çocuğunun eğitim masraflarını Abdullah Tivnikli karşılıyor. Evet, zincir böyle birbirini tamamlayan halkalar içinde gelişiyor değerli arkadaşlarım.” Elektrikte kayıp kaçak bedelinin tüketiciden karşılanmasının yasal zeminini de oluşturan Elektrik Piyasası Kanunu bu ayın başında TBMM'de kabul edilmişti. Bu haberin tüm hakları www.enerjimagazin.com'a aittir.
Aktif Link verilerek veya açık kaynak gösterilerek kullanılabilir.