Enerjimagazin-23. Dünya Enerji Kongresi’nin ikinci gününde konuÅŸma yapan Sabancı Holding Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Güler Sabancı, “Enerjisa’nın Türkiye ve içinde bulunduÄŸu bölgede özel sektörün kurduÄŸu en büyük elektrik üretim ve dağıtım ÅŸirketi olmasından büyük gurur duyuyorum” dedi.
Güler Sabancı, İstanbul Kongre Vadisi’nde gerçekleÅŸen konuÅŸmasına katılımcılara teÅŸekkür ederek ve Dünya Kız Çocukları Günü’nü hatırlatarak baÅŸladı. Sabancı: “GeleceÄŸimiz için en az enerji verimliliÄŸi, enerji arzı, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve bu konferans boyunca tartışacağımız diÄŸer konular kadar hayati öneme sahip bir konuyla baÅŸlamak istiyorum. Yarın 11 Ekim, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Dünya Kız Çocukları Günü. Bugün dünya genelinde 1.1 milyar kız çocuÄŸu var. Bu kız çocuklarının içlerindeki gücün herkes için daha iyi olan, sürdürülebilir bir dünyanın önünü açacağına inanıyorum. Hayatın her alanında olduÄŸu gibi, enerji sektöründe de karar verici ve profesyonel kadınlara her seviyede ihtiyacımız var. Bugün burada olan herkesten kapıları kadınlara açmalarını rica ediyorum.” dedi.
Sözlerine “Enerji sektörü için doÄŸru ve yerinde stratejiler geliÅŸtirmeyi, önemli fırsatlar yaratmayı amaçladığımız bu toplantıda olmanız, Türkiye’nin enerji sektöründe oynadığı rol açısından büyük önem taşıyor. Bu kongrenin İstanbul’da toplandığı 70’li yıllarda dünya enerji talebi 6-7 milyar ton petrol eÅŸdeÄŸeri seviyesindeydi. O günden bu yana ikiye katlandı ve 2015’te 14 milyar ton petrol eÅŸdeÄŸerine ulaÅŸtı. Dünya genelinde enerjideki büyüme oldukça çarpıcı boyutlara ulaÅŸtı. Bugün, sizlere Türkiye’nin geleceÄŸine ve enerji sektörünün potansiyeline inanan bir holdingin Yönetim Kurulu BaÅŸkanı olarak seslenmeye geldim. Türkiye’nin enerji sektöründe olumlu ve oldukça baÅŸarılı örnek bir reform programına sahip olduÄŸuna inanıyorum. Bu Enerji Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun etkin liderlikleri ile baÅŸarıldı.” diye devam eden Sabancı: “Son 10 yıl içinde enerji üretim kapasitesi ile enerji üretimi ve dağıtımının özelleÅŸtirilmesine 70 milyar dolar yatırım yapıldı. Enerjisa olarak biz, iÅŸ ortağımız E.ON ile birlikte bu yatırımın 11 milyar dolarını gerçekleÅŸtirdik. 14 ilde 9 milyon tüketiciye ulaşıyoruz ve yaklaşık 20 milyon kullanıcıya verimli elektrik üretimi ve dağıtım hizmeti veriyoruz. Enerjisa’nın Türkiye ve içinde bulunduÄŸu bölgede özel sektörün kurduÄŸu en büyük elektrik üretim ve dağıtım ÅŸirketi olmasından büyük gurur duyuyorum.
Son 15 yıl içinde üretim kapasitesi üçe katlandı. Türkiye enerjideki güçlü büyümenin altından kalktı, ötesine geçti. Elektrik saÄŸlamada güvenlik 8-10 yıl öncesine göre çok daha iyi durumda. Daha önce Sayın Bakanımızın ve diÄŸer konuÅŸmacıların söylediklerini tekrarlıyor olabilirim, ancak bunları bir kez daha vurgulamakta fayda görüyorum. Dağıtım sektörü tamamen özelleÅŸtirildi. ÖzelleÅŸtirilmeler kayda deÄŸer yararlar saÄŸladı ve yatırımları artırdı. Ancak Türkiye’nin hala enerji sektörüne yatırım yapması gerekiyor ve bu yatırımı harekete geçirmenin yolu da elektrik ve doÄŸalgaz pazarlarının serbestleÅŸtirilmesinden geçiyor. İleriye dönük olarak, elektrik ve doÄŸalgaz pazarlarının serbestleÅŸtirilmesi bizim en önemli amacımız olmalı. Serbest bir doÄŸalgaz pazarı ve artan ticaret ile Türkiye bölgesinde doÄŸalgaz ticaret merkezi olma potansiyeline sahip. Bu elektrik için de geçerli. Ki bu da daha geniÅŸ ara baÄŸlantılar ve iyileÅŸtirilmiÅŸ elektrik takas pazarı koÅŸulları ile mümkün olacaktır. Enerji politikası, yasa koyucular ve onların doÄŸru liderlikleri sürdürülebilir bir enerji sektörü için esas teÅŸkil eder. Türkiye oldukça etkin bir liderliÄŸe, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin ve sürdürülebilirliÄŸin bilincinde, yeni teknolojilere açık genç ve dinamik bir nüfusa, güçlü büyüme potansiyeline ve enerji sektöründe istekli oyunculara sahip. Daha güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir enerji sektörü için doÄŸru yoldayız.
Türkiye enerji sektöründeki deÄŸiÅŸimin yanısıra, dünya da önemli bir deÄŸiÅŸimden geçiyor ve oyunun kuralları deÄŸiÅŸiyor. Gelecekle ilgili emin olduÄŸumuz tek ÅŸey, dünden farklı olacağı. GeçmiÅŸte oyun “arz” üzerine kuruluydu, gelecekte “talep” üzerine kurulu olacak. Enerji talebi ekonomik büyümenin, sosyal geliÅŸimin, kentleÅŸmenin ve elektrifikasyonun bir fonksiyonudur. KentleÅŸme, iklim deÄŸiÅŸimi ve kadının ekonomiye katılımı enerji sektörü üzerinde son derece etkisi olan güçlü trendlerdir.
Bugün dünya nüfusunun %50’ye yakını kırsal bölgelerde ikamet etmektedir. %15'inden fazlasının elektriÄŸe eriÅŸimi yok. Milyarlarca insana modern enerji çözümleri sunmak, bu yüzyılın enerji ile ilgili en önemli zorluklarından birisi tahminlere göre 2040 yılında dünya, bugün tüketilenden %50 daha fazla enerji tüketecektir. Artan talebi güvenli ve verimli bir ÅŸekilde karşılamak için iyi dengelenmiÅŸ ve çeÅŸitlendirilmiÅŸ bir enerji paketi sunmak gerekiyor. Enerjiyi güvenli ve rekabetçi bir ÅŸekilde sunmak ve kullanmak için her bir enerji deÄŸer zinciri segmentine önemli miktarda yatırım yapılması gerekir. Enerji piyasalarının ve rekabetin etkin ÅŸekilde serbestleÅŸtirilmesinin ekonomi için gerekli sermayeyi çekmenin anahtarı olduÄŸuna inanıyoruz. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi birçok ÅŸeyi belirleyen küresel bir trend ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi söz konusu olduÄŸunda atılacak bütün adımların merkezinde enerji sektörü var. Bu baÄŸlamda, uluslararası anlamda uyumu saÄŸlayan politik bir eylem olan Paris AnlaÅŸması iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin olumsuz etkilerinin azaltılması adına çok önemli bir adım olmuÅŸtur. İleriye dönük olarak, daha yoÄŸun global iÅŸbirliÄŸi ve politikalar ile Uluslararası Enerji Ajansı gibi kurumların rol üstlenmelerine ihtiyacımız olacak.
Üzerinde durulması gereken diÄŸer bir konu ise gerek iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi eylemi gerekse sürdürülebilir geliÅŸim için kilit role sahip global olarak enerji verimliliÄŸi olmalı. Son dönemde hazırlanan bir rapora göre gelecek 15 yılda toplam temel altyapı yatırımının %28’inin yani yaklaşık 25 trilyon doların enerjiden geleceÄŸi tahmin ediliyor. Bununla birlikte, enerji verimliliÄŸi yatırımları neredeyse aynı miktarda hatta üzerinde bir ek yaratıyor. Bu, elbette finansal kuruluÅŸların enerji verimliliÄŸi için daha fazla sermaye akışı saÄŸlamasını gerektiriyor ve politika oluÅŸturucular da bu konuya daha fazla ele almalı.
Sürdürülebilir enerji alt yapısı oluÅŸturmak 3’lü bir kazanç saÄŸlıyor: büyümeyi destekliyor, sera gazı emisyonlarını azaltıyor ve enerji eriÅŸimini yaygınlaÅŸtırırken iyileÅŸtiriyor. Bu da teknolojinin önemi her ÅŸeyden daha öne çıkarıyor. Yani tüm zorluklara raÄŸmen fırsatlar kapıda.
Gelecekte geliÅŸtirilmiÅŸ bir enerji sistemi için birçok inovasyon alanı söz konusu. Yenilenebilir enerjideki güçlü büyümeye hep birlikte tanıklık ediyoruz. Yakın geçmiÅŸte tüm yenilenebilir enerji teknolojilerinde kayda deÄŸer teknik geliÅŸmeler ve maliyet düÅŸüÅŸleri saÄŸlandı. Her ne kadar bu trendin devam edeceÄŸine inansak da gelecekte yenilenebilir deÄŸiÅŸkenlerin enerji ÅŸebekelerine baÅŸarılı entegrasyonu önem kazanacak. Bu da önemli bir yenilik alanı oluÅŸturacak. Daha küçük ölçekli ama verimli ve esnek üretim. GeleceÄŸin enerji sistemi merkezsizleÅŸtirilmiÅŸ ancak baÄŸlantılı olacak.
Dağıtılan enerji üretimi, bizi akıllı ÅŸebekelere, akıllı binalara ve akıllı ÅŸehirlere yönlendiren bugünün enerji sistemlerinin verimli dönüÅŸümü için vazgeçilmez. Nesnelerin interneti enerji sektöründe daha çok öne çıkacak. Dijital ve mobil teknolojilerin enerji üretiminden, iletimine, dağıtımına ve arzına kadar birçok alanda hakim olacağını göreceÄŸiz.
Türkiye genç bir ülke ve bu gençler baÄŸlanmak arzusu içindeler: yeni teknolojilere olan istekleri, baÄŸlanmak için yüksek arzuları, mobil teknoloji tüketimleri bizi “akıllı” olan herÅŸeye karşı talepleri konusunda cesaretlendiriyor. Türkiye’nin ve bölgenin en büyük elektrik dağıtım ÅŸirketlerinden biri olarak, burada büyük fırsat görüyoruz ve tabii ki büyük bir sorumluluÄŸumuz olduÄŸunun da farkındayız. Bu sorumluluÄŸu yerine getireceÄŸimizden hiç ÅŸüphem yok.
Hepimizin bildiÄŸi gibi enerji depolama ve yeni pil teknolojileri, elektrikli araçlar, yüksek kapasiteli pillerin ulaşım sektörüne etkisi, karbon emilimi ve depolama seçenekleri gibi heyecan verici ve hatta sarsıcı teknolojik geliÅŸmeler yolda. Bu tür geliÅŸmeler bize, yenilenebilirlik ve enerji verimliliÄŸinin, daha sürdürülebilir ve daha az karbon yoÄŸun enerji sektörüne ulaÅŸmadaki yegane araçlar olmadığını gösteriyor.
Enerjiyi depolamak, bütün dinamikleri tamamıyla deÄŸiÅŸtirebilir. Üretimden iletime, dağıtımdan son kullanıma kadar inovasyon, yeni teknolojilerle akıllı talep yönetimi, dijital ve mobil teknolojilerin desteÄŸi ile yenilikçi piyasa tasarımı ve “üre-keticiler” yani üreten tüketiciler bize daha rekabetçi ve verimli bir gelecek sunacak. Gelecekte tüketici ve müÅŸteri odaklı yaklaşımın artacağını göreceÄŸiz. Elbette bu, sektörde farklı becerilerde ve profilde insan kaynağı ihtiyacını doÄŸuracak. İşte bu sebeple artık Sabancı Üniversitesi’nde “Enerji Teknolojileri ve Yönetimi” adında yeni bir yüksek lisans programımız var. Enerji politikalarında enerji güvenliÄŸi önemli bir unsur olmaya devam edecek. Her ülkenin enerji dönüÅŸümünde, enerji güvenliÄŸi politikaları ve farklı bölgesel dinamikler etkili olacaktır.
Gelecek, birçok fırsatın yanı sıra birçok bilinmeyenle ve birçok zorlukla dolu. Yeni fikirlere ve yeni teknolojilere kaynak ayıranların kesinlikle kazanacağına inanıyorum. Daha verimli enerji için çalışan ülkeler ve ÅŸirketler de kazananlar arasında yer alacak. Pazardaki oyunculardan kim tüketicilerin her geçen gün artan ihtiyaçlarını tam zamanında ve en etkin ÅŸekilde karşılayabiliyorsa, onlar kazanacak. Ancak daha global bir yaklaşım, global politikalar, global kurumlar ve global ÅŸirketler ile hepimiz kazanabiliriz. “Daha iyi bir enerji geleceÄŸi” gerçeÄŸini birlikte yaratabiliriz!” çaÄŸrısıyla konuÅŸmasını bitirdi. forex