Kömür Görünmez Katil
Haber
29 Nisan 2013 - Pazartesi 16:57 Bu haber 2057 kez okundu
 
Kömür Görünmez Katil
- Haberi
Kömür Görünmez Katil

Avrupa Sağlık ve Çevre ittifakı (HEAL) 2013 Martında önemli bir rapor yayınladı. “Ödenmemiş Sağlık Faturası: Kömür Bizi Nasıl Hastalandırıyor” adlı bu çalışma Avrupa ölçeğinde yapılmış. Rapor, iklim krizinin daha iyi anlaşılmasıyla birlikte özellikle gelişmiş ülkelerde eski teknoloji olarak görülmeye başlanan kömürün hala Avrupa’nın en önemli gündemlerinden biri olmaya devam ettiğini gösteriyor. Çalışmaya göre 27 üye ülkenin kömür kullanımından kaynaklı hastalıkların tedavisi için 2009 yılında yaptıkları harcamaların toplam tutarı 42,811 milyon avro. Ülkeler yaptıkları harcamalara göre sıralandığında ilk sırada yer alan ülke 8,219 milyon avro ile Romanya. Onu Almanya ve Bulgaristan izliyor. Türkiye eğer AB’ye dahil olsaydı nüfusu 82 milyona yakın koca Almanya’yı sollayıp ikinciliğe oturacaktı. Zira Türkiye’de 2009 yılı içinde kömüre bağlı sağlık harcamaları 6,689 milyon avroyu bulmuş.
Avrupa’nın elektrik üretiminin dörtte biri kömürden geliyor. Rapora göre Avrupa’da on yıllardır düşüşte olan kömür kullanımı tekrar yükselişe geçti. Nitekim elliye yakın yeni kömür santrali yapım aşamasında. Peki Türkiye’de durum nedir? Türkiye’nin kurulu enerji gücü 57 bin megavat. Bunun içinde kömürün payı 8,140 bin megavat. Başka bir ifadeyle kurulu enerji gücün yaklaşık yedide birini kömür oluşturuyor. Türkiye’nin meşhur 2023 hedeflerine göre on yıl gibi kısa sürede mevcut kurulu güç neredeyse iki katına çıkıp, 100 bin megavata ulaşacak. Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak adına nükleer enerjiyi bile destekleyen 2023 hedeflerinden kömür kaynaklı elektrik üretimine düşen pay ise 30 bin megavat. Yani kömür kullanımı neredeyse dört katına çıkarılacak. Türkiye bu hedefe ulaşmak için mevcut kömürlü termik santrallerine elliden fazlasını daha eklenmeyi planlanıyor. Türkiye sadece on sene gibi kısa bir zaman diliminde Avrupa kıtasının bütününde planlanan kömür santrali sayısına ulaşacak. 15 Mart 2013’te TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşan Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 8. maddesine göre termik santraller hiçbir çevresel yükümlülük altına girmeden işlemeye devam edecek. Santrallere çevre mevzuatına uyuma yönelik yatırımlar gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınıyor. Bu maddeye göre bu santraller çevreye ve insana zarar verseler bile elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz, idari para cezası uygulanmaz. Ayrıca 2018 sonuna kadar geçerli olacak maddenin Bakanlar Kurulu kararıyla süresinin uzatılması mümkün. Bu maddeyle birlikte çevreyi kirleten ve halk sağlığını yok eden uygulamalar cezasız engelsiz devam edecek. Kömür önemli sağlık sorunları doğuruyor! 2009 yılında kömür kullanımının Avrupa’ya sosyal ve ekonomik maliyeti 18.200’den fazla erken doğuma bağlı ölüm, 8.500 civarında kronik bronşit vakası ve her yıl 4 milyonun üzerinde kayıp iş günü olmuş. Kömürün sağlık üzerindeki etkilerinin ekonomik maliyetinin yıllık 42,8 milyar avroya yaklaştığı tahmin ediliyor. Avrupa Çevre Ajansı (EEA) tahminlerine göre Avrupa’da kentli nüfusun %80-90’u Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) önerdiği seviyelerin üzerinde parçacıklı madde ve ozon seviyelerine maruz kalıyor. Büyük miktarda parçacıklı madde, sülfürdioksit ve ozonun oluşumuna dolaylı olarak etki eden nitrojenoksit salımına neden olan kömür santralleri Türkiye’de de önemli sağlık sorunları doğuruyor. Kömür kaynaklı kirleticilere uzun süreli maruz kalanlar bronşit, anfizem ve akciğer kanseri gibi kronik solunum hastalıkları ve miyokardiyal enfarktüsü (kalp krizi), konjestif kalp yetmezliği ve kardiyak aritmileri gibi kardiyovasküler hastalıklara yakalanıyor. Kömür santrallerinden çıkan duman içinde civa gibi ağır metaller, diyoksin ve polisiklik aromatik kimyasallar (PAH) gibi kalıcı organik kirleticiler de bulunuyor. Bunlar ya solunum yoluyla ya da dolaylı olarak besin ve su yoluyla alınıyor. Kömürün iklim değişikliği karnesine baktığımızda da tablo oldukça karanlık. Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin 1990 yılına ait karbon emisyonu 187,03 milyon ton iken, 2010 yılı emisyonu 401,93 milyon tona çıkmış. Yani Türkiye, 1990 yılından beri emisyonlarını %115 artırmış. Bu muazzam çıkışıyla birlikte Türkiye dünyada karbon emisyonlarını en hızlı artıran ülke ünvanını taşıyor. Böyle giderse 2023’teki yıllık CO2 salımı 700 milyon tonu bulacak. iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler kuşağında yer alan Türkiye’yi sadece kirli hava değil, muazzam bir kuraklık meselesi de bekliyor olacak. Zira Türkiye’nin sulak alanlarının yarısı son 40 yılda yok oldu. Üstelik kömür suyu en fazla kirleten enerji kaynaklarından biri. Bir ton kömürü kullanılır hale getirmek için 150 litreye yakın su kullanılabiliyor. Kömürden bir MWh elektrik üretimi içinse 25 litre suyun kullanılması gerekiyor. Tüm bu işlemler sonucu su, ağır metaller ve diğer kirleticilerle kullanılmaz hale geliyor. Arıtmanın olmadığı ya da yetersiz olduğu durumlardaysa toprak, yeraltı suları ve akarsular kirleniyor. Hem insan ve doğanın sağlığı, hem de iklim krizinin etkilerini azaltmak için kömürden vazgeçmek gerektiği gün gibi ortada. Bugün ve gelecek için Afşin Elbistan’da, Bartın’da, Gebze’de, Yatağan’da, ülkenin geri kalanında ve dünyada termik santrali istemiyoruz!   Akgün iLHAN
Kaynak: Editör:
Etiketler: Kömür, Görünmez, Katil,
Yorumlar
Haber Yazılımı